Doğadan Gelen Sağlık
Virüs, Covid & Fitoterapi
Virüs Nedir?
Protein kaplı bir kılıf içinde DNA veya RNA taşıyan bir çekirdekten oluşan, kendine ait bir metabolizması olmayan çok küçük mikro organizmalardır. Kendi başına bir metabolizmaları olmadığından dolayı, yaşamlarını sürdürebilmeleri , çoğalabilmeleri için mutlaka canlı bir hücreye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duydukları bu konakçı hücre; insan , hayvan, yani bütün canlı hücreler olabilir. Bu seçim ; esasen virüsün protein kaplı kılıfındaki antijenik yapının, konakçı hücre antijenik yapısı ile örtüşmesine göre olur.
Tek/çift iplikli DNA, tek/çift iplikli RNA, ters kodlama-çoğalma (reverse transkripsiyon) yapan DNA ve RNA virüsleri olmalarına göre kabaca 6 ana gruptur.
Vürüsün; konakçının savunma sisteminden kurtulmasının ve yaşamaya devam etmesinin/çoğalmasının başlıca korunma yolu, viral genom (DNA,RNA) da dizilim değişikliklerine gitmektir. Dizilimde ufak değişiklikler olduğunda (Antijenik drıft) genellikle sporadik (her zaman görülen) ve endemik enfeksiyon (bir ülkede/bölgede sıklıkla görülen) oluştururken, büyük değişiklikler olduğunda (Antijenik shıft) pandemiye (bütün dünyada enfeksiyon, salgın olması durumu) neden olurlar.
Virüsten en iyi korunma ; esasen virüsün vücuda girip enfeksiyon yapmasını engelleme çalışmalarıdır.
Bu amaçla ortamdaki virüsleri yok etmek için dezenfeksiyon ve hijyen uygulamaları (kan vs ile bulaşmış, WC ler gibi riskli yüzeyler için 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu, diğer standart yüzeyler için 1/100 sulandırılmış çamaşır suyu, hassas yüzey ve bilgisayar gibi yüzeyler için en az %70 alkol bazlı dezenfektanlar, kolonya)
- Eller vasıtasıyla bulaşmayı engellemek için ; ellerin sık ve an az 20 sn. sabunlu suyla yıkanması , yıkama ihtimali yoksa en az %70 alkol bazlı el dezenfektanları veya kolonya kullanılması ve sonrasında ilk fırsatta yıkama yapılması ,
- Yakın temastan kaçınılması ,
- Ortamın sık havalandırılması ,
- Vücuda girişin engellenmesi amacıyla : Solunum yolu ile bulaşan virüslere karşı ağız ve burundan girişi engelleyecek şekilde maske kullanmak , gıda yoluyla bulaşan virüsler için gıdaların iyice yıkanması ( mümkünse sirkeli su ile ) , kan yolu ile bulaşan virüslere karşı önlemler almak ( örneğin berber, kuaför gibi ortak kullanım alanlarında kullanılan jilet.. gibi ürünlerin tek kullanımlık olması veya sterilize edildiğinden emin olunması , ev ortamında kişisel hijyen amacıyla kullanılan diş fırçası, tarak.. gibi ürünlerin kişiye özel olması )
bulaşmayı engellemede temeldir.
Vücuda girdikten enfeksiyon oluşturana kadar geçen süreleri (kuluçka dönemi=inkubasyon periyodu) her virüste farklı olabilir. Bu sürenin tayininde , virüsün hastalık yapma şiddeti (patojenite), virüsün yapısı , konakçı hücrenin savunma sisteminin gücü , konakçı organizmanın yandaş hastalıklarının var olması gibi nedenler rol oynar.
Klasik olarak antiviral ilaçlar ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Ancak çoğu virüse karşı geliştirilmiş antiviral ilaçlar henüz bulunmamaktadır. O nedenle genellikle konakçının savunma sistemini güçlendirecek ve hastanın şikayetlerini giderecek , oluşan enflamasyonu gidermek için antienflamatuar ( iltihap giderici ) tedaviler ön plandadır. Bol sıvı tüketmek , ozon tedavisi , oksijen tedavileri, antioksidan tedaviler (Alfa Lipoik Asit, Glutatyon gibi), Fitoterapötik ürünler / bitkiler / çaylar ve fitoterapi uygulamaları ile hem antiviral etki , hem konakçının savunma sistemini desteklemek ve güçlendirmek , hem de viral enfeksiyon sırasında ve sonrasında oluşabilecek komplikasyonların ( olumsuz durumların ) önlenmesine yardımcı olmak mümkündür. Bu amaçla ; Cistus bitki genusu ( bitkisel polifenol bileşikleri içermektedir. Polifenoller ise antibakteriyel, antifungal ve antiinflamatuvar etkilerin yanında ayrıca güçlü bir antioksidan olarak bilinmektedirler. ) , Özellikle C vitaminince zengin gıdalar (Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak,portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler ) , yeşil çay , Karamürver, zencefil, adaçayı, karabiber ve melisa officinalis ( Oğulotu )yapraklarından yapılan çay , zeytiyağı , fındık yağı , Çinko içeren gıdalar ( Çinko , yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını azaltır . En iyi kaynakları, kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir. ) , kefir vb probiyotikler , bal, sarımsak … kullanılabilir.
Corona virüsü
Coronaviridae ailesine mensup, zarflı RNA virüsleridir. 1960 lı yıllarda tanımlanmışlardır. İnsanları ve çok çeşitli hayvan türlerini enfekte edebilirler. İnsanlarda basit üst solunum yolu enfeksiyonundan pnömoni (zatüre)’ye kadar çok çeşitli solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilirler. Diğer sistem ve organlarda (damarlar böbrek, kalp, bağırsaklar..) enfeksiyona yol açabilirler.
Kuluçka dönemi ; 1-14 gündür.
En iyi tedavi; hasta olmamaktır.
Başlıca korunma , kişiye bulaşın önlenmesidir. Bulaş; aslında hasta kişiden diğer kişiye solunum yolu ile olmaktadır. Hapşırma … esnasında ve sonrasında ortamda bulunan virüslerin solunması , yüzeylerde bulunan henüz canlı virüslerin özellikle eller vasıtasıyla ağız-buruna ve dolayısıyla solunum yollarına iletilmesi ile olur. Havada bulunan virüslerin solunmasını engellemek/azaltmak için ; maske kullanılması , yüzeylerdeki virüslerin yok edilmesi için ; uygun dezenfektanlar kullanılması ( kan vs ile bulaşmış, WC ler gibi riskli yüzeyler için 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu, diğer standart yüzeyler için 1/100 sulandırılmış çamaşır suyu, hassas yüzey ve bilgisayar gibi yüzeyler için en az %70 alkol bazlı dezenfektanlar, kolonya ) , eller vasıtasıyla bulaşmayı engellemek için ; ellerin sık ve an az 20 sn. sabunlu suyla yıkanması , yıkama ihtimali yoksa en az %70 alkol bazlı el dezenfektanları veya kolonya kullanılması , yakın temas tan kaçınılması ve mesafeli davranılması ile çok büyük oranda korunma sağlanmaktadır.
Antiviral ve antienflamatuar tedavinin yanında fitoterapi , nanogümüş solüsyonları ( içilmesi ve inhalasyonu ) , özellikle ozon tedavisi ve oksijen tedavileri hem hastalığın bertarafında hem de komplikasyonların önlenmesinde oldukça faydalıdır.
Yeni tip Corona Virüs ( Covid 19 )
Aslında genetik yapısı büyük ölçüde mutasyona uğramış ve uğramaya devam eden bir coronavirüstür. Basit üst solunum yolu enfeksiyonu, pnömoni, ishal ,böbrek yetmezliği, yaygın damariçi pıhtılaşma (Dissemine İntravasküler Koagülasyon =DIC) …. gibi çok farklı hastalıklara neden olabilir. Yapılan çalışmalarda virüsün akçiğerlerde başlayarak, böbrekler, kalp ve beyine kadar ulaşabildiğini gözlenmiştir. Bu sürecin nereye evrileceği , daha çok konakçının (insanın) savunma sistemi ve mevcut yandaş hastalıklarına bağlıdır. Yeni tip coronavirüsün bazı organlara doğrudan saldırdığı bilinmektedir. Postmortem ( vefat sonrası yapılan otopsilerde ) bir aşamadan sonra kan pıhtılaşması olduğunu farkedilmiş, virüsün kan damarlarının endoteline yaptığı saldırı sonucu, doğal olmayan kan pıhtılaşmalarının oluştuğu ve bunun da hastanın ölümüne yol açtığını anlaşılmıştır. Kan sulandırıcı ilaçlar ( Antitrombotik ) verilen hastalarda, verilmeyen hastalara göre daha iyi sonuçlar elde edildiği kayıt altına alınmıştır.
Antiviral , antitrombotik ve antienflamatuar tedavi ile birlikte fitoterapi , nanogümüş solüsyonları ( içilmesi ve inhalasyonu ) , özellikle ozon tedavisi ve oksijen tedavileri hem hastalığın bertarafında hem de komplikasyonların önlenmesinde oldukça faydalıdır.
Bütüncül tedavi , tedavi şansını ve başarısını arttırmakta , istenmeyen durumlarla karşılaşma ihtimalini azaltmaktadır.