Doğadan Gelen Sağlık

FAYDALI OLUNABİLECEK DOLAŞIM SİSTEMİ (KARDİYOVASKÜLER) HASTALIKLARI

İNSANDA DOLAŞIM SİSTEMİ

Kalp , atardamarlar (Arter ,  büyük atardamardan  kılcal atardamarlara doğru giderek küçülen) , toplar damarlar  ( Ven , kılcal toplardamarlardan büyük toplardamarlara doğru giderek büyüyen ) dan oluşur. Görevi ; “ damarlar vasıtasıyla kanı hücrelere kadar iletmek , hücre seviyesinden de geri toplamak “ olarak tanımlayabileceğimiz kan dolaşımıdır.Kan dolaşımın temel amacı ; kanın içerdiği oksijen ve maddelerin doku ve hücrelere , hücre ve dokularda metabolizma sonucu oluşan ürünlerin de ilgili organ ve sistemlere taşınmasıdır.

Kalp ; Sol karıncık ( Left Ventrıkül , LV ) , Sol kulakçık ( Left Atrıum ,LA ) , Sağ kulakçık ( Rıght Atrıum , RA ) ve Sağ karıncık ( Rıght Ventrikül , RV ) isimli 4 boşluk + kalbin iskeletini oluşturan kas yapısından + karıncık – kulakçıklar arasında bulunan kapakçıklar  dan + kalbin sağ ve sol bölmesini ayıran yapıdan oluşmaktadır.

Kalbin kendi dokusunu besleyen “ koroner arter “ isimli atardamarlar ve metabolizma sonucu oluşan ürünleri toplayan “ koroner ven “ isimli toplar damarlar ın yanında kalbin kendine ait beyin sitemi de denebilecek bir sinir ağı vardır. Ayrıca merkezi sinir sisteminden gelen sinir ağı vardır.

Sol karıncıktan ortalama 120 mmHg basınç ile çıkan kan ; Aort vasıtasıyla yayılarak ve basıncı giderek düşerek kılcal atardamarlar ( kapiller arter/ arterioller)  vasıtasıyla en sonunda yaklaşık 5 mmHg lık bir basınçla hücrelere kadar ulaşır. Hücrelerde metabolizma sonucu oluşan atıklar da ; 0 mmHg lık basınca sahip alandan kılcal toplardamar ( kapiller ven ) ler vasıtasıyla toplanarak ve giderek birleşerek en nihayetinde Vena Cava Superior ( kalp hizasının üstünde kalan kısımdan gelen kanı toplayan toplardamar ) ve Vena Cava İnferior ( kalp hizasının altında kalan kısımdan gelen kanı toplayan toplardamar ) vasıtasıyla sağ kulakçığa gelir. Oradan da kapakçıkları geçerek sağ karıncık  a gelir. Buraya kadar olan dolaşıma halk arasında Büyük dolaşım denir.Sağ karıncığa ulaşan kanın basıncı ortalama 80 mm Hg dır. Sağ karıncıktan Pulmoner arter ( Kalpten akciğere kirli kanı götüren atardamar ) vasıtasıyla akciğerlere gelir. Burada oksijenden zenginleştirilen kan , Pulmoner Ven ( Akciğerden kalbe temiz kanı getiren toplardamar ) vasıtasıyla sol kulakçığa , oradan da kapakları geçerek sol karıncığa gelir. Akciğerler ile kalp arasındaki dolaşıma da Küçük Dolaşım denir.

Bu şekilde döngü tekrar ve tekrar devam eder. Görülüyor ki dolaşımın devamını sağlayan durum esasen uç noktadaki atar-toplar damarlar arasındaki yaklaşık 5 mmHg lık basınç farkıdır. Basınç-akış ilişkisi, kan dolaşımı denetiminin temelini oluşturur. Sol kalpteki   yaklaşık 120 mmHg lık basınç ( Sistolik basınç ,Büyük tansiyon ) oluşturan ; kasların kasılması iken , Sağ kalpteki kasların gevşemesiyle yaklaşık 80 mmHg lık basınç (Diastolik basınç ,Küçük tansiyon ) oluşur.

TANSİYON

Tansiyon ; kalbin atım ile damarlar üzerine yaptığı basınçtır. Formülize edecek olursak ;

-Tansiyon : PVR x Kardiak Output

PVR : periferik Vasküler Rezistans ( Çevre damarların direnç gücü ).

Kardiak Output : Damarlar ve kalpte dolaşan kan / sıvı miktarı  + kalbin atım sayısı ( nabız )ve gücü .

Kalbin kasılma anını ifade eden  sistolik basınç ( büyük tansiyon ) normal değeri yetişkinlerde : 100-135 mmHg , kalbin gevşeme anını ifade eden diastolik  basınç ( Küçük tansiyon) normal değeri 60-85 mmHg dır. Yani normal tansiyon değeri : 100 -135 / 60 -85 mmHg dır. Bu değerler, yaşa bağlı damarların esnekliğini kaybetmesine bağlı olarak (yetişkinlerde) bir miktar  yükselirken, çocuklarda ise kalbin kasılma gücü ve damarların elastikiyetine bağlı olarak bir miktar düşüktür. Her halukarda yetişkin ve ileri yaşta olanlar için  bu değerlerin altında olmasına “ hipotansiyon “ ( Düşük tansiyon ), üstünde olmasına da “ hipertansiyon “ (Yüksek tansiyon ) denir.

Tansiyon formülüne baktığımızda : Buradaki parametrelerin değişikliğinde tansiyon düşer veya yükselir. Örneğin ; çevre damarların direnç gücü artarsa ( örneğin damar sertliği olursa ) tansiyon artar , böbreklerin çalışmaması…. durumunda sıvı birikimine bağlı olarak ( kardiak output artar ) tansiyon yükselir .Damarlardan veya böreklerden fazla sıvı kaybı olması , kalbin kasılma gücünün azalması durumunda tansiyon düşer. Bu parametrelerin doğru çalışmasını sağlayan ve birbirleri ile koordine çalışan birden çok mekanizma vardır. 

Dolaşım Sistemi Hastalıkları denince ; Bu sistemi oluşturan bileşenlerin herhangi birinin veya birkaçının hastalığı akla gelir. Kalp, kan basıncı, atar, toplar ve kılcal damarlar gibi dolaşım sistemi ile alakalı yapılarda görülen hastalıklardır. Damar yapısının hastalıkları (damar sertliği), damar tıkanıklıkları , damar yırtılmaları , damarlardaki genişlemeler ( varis , anevrizma…) , kalbi oluşturan yapılara ait hastalıklar ( kalp yetmezliği , miyokardit )… gibi geniş bir yelpazeyi kapsar.

Dolaşım, tüm vücuttaki hücrelerin oksijenlenmesini, beslenmesini ve metabolik atıkların bertarafını etkilediğinden bu sistemde görülen hastalıklar tüm vücudu etkileyen ciddi hastalıklardır.  

İstatistiksel olarak dünyada en çok görülen ( %36 ) hastalıklardır.

Nedenlerine bakıldığında ; Sadece bir veya birkaç nedene bağlı olmadığı görülür. Bu nedenlerin bir kısmı ; yaş , cinsiyet , genetik yatkınlık gibi “ değiştirilemez risk faktörleri “ iken , diğer bir kısmı da tütün mamulleri – sigara kullanımı , alkol kullanımı , beslenme alışkanlıkları ( kolesterol ve hayvansal yağ içeriği yüksek gıdalar , hazır yiyecekler , …) , hareketsiz yaşam , stres , gıda koruyucuları ,  çevresel faktörler gibi “ değiştirilebilir risk faktörleri “ nden oluşmaktadır. Kaçınamadığımız ve değiştiremediğimiz risk faktörlerimiz varsa hastalık riskini azaltmak için değiştirilebilir risk faktörlerinden kaçınmak  akılcı olacaktır. 

Kalp ve Damar sistemi hastalıkları öncelikle bir kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

 

Bütünleyici / destek tedavisi ;

  • Damarların esnekliğini sağalayacak ,damar sertliğini ve damarlardaki iltihaplanmayı önleyecek ,
  • Damar çapı / çaplarının genişliğini koruyacak veya arttıracak ,
  • Damarlar içinde dolaşan hücre ve maddelerin damar duvarında birikmesini engelleyecek, damar iç yüzeyinin kayganlığını koruyacak / sağlayacak ,
  • İlgili dokuya daha fazla ve etkin oksijen ve hammadde götürecek

Şekilde planlanmalıdır. Bu amaçla ;  fitoterapotik destek ürünlerini ( Üzüm çekirdeği yağı , Resveratrol , alıç sirkesi veya kapsülü , avokado, ….) , antienflamatuar ve adaptojen bitkiler kullanmak , ,oluşan serbest oksijen radikallerini ortadan kaldıracak antioksidan tedaviler ( Ozon tedavisi , oksijen tedavileri , Glutatyon , Alfa Lipoik Asit , C vitamini , acı bakla , ısırgan otu , …),  ilgili dokulara oksijen ve enerji hammaddesi taşınmasını arttıracak, ozon tedavisi, oksijen tedavilerinden faydalanmak akılcı olacaktır.

Dolaşım Sistemi Hastalıklarından  korunmak veya devam / destek tedavisinde fitoterapi ve oksijen tedavileri , ozon tedavisi oldukça faydalıdır. Öncelik olarak medikal veya cerrahi tedavi yöntemleri ( Örnek: Kalp damarları tıkanması durumunda koroner anjiografi-stent-balon uygulamaları , gerekli hallerde bypass , pıhtıya bağlı inme durumunda pıhtı eritici ( trombolitik ) tedaviler ,tıkacın cerrahi olarak çıkartılması,  medikal ilaçlar …) kullanılmalıdır.

İNME ( Felç )

Beyine giden kan akışı azaldığında veya beynin bir bölümüne giden kan akışı kesildiğinde oluşur.

Damar tıkanıklığı, pıhtı atması veya damar yırtılmasından kaynaklı gerçekleşebilir. Kan akışı olmadığında ; kan ile taşınan oksijen ve besin taşınmayacağından dolayı beyin hücreleri ölmeye başlar. Beynin kan ulaşmayan kısmına göre, oluşan inme vücudun tek tarafında veya tamamında görülebilir. İnme ; müdahale edilmediğinde hücre ölümü artacağından , geçici veya kalıcı hasarlar oluşabileceğinden dolayı acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur.

En kısa sürede ve acil olarak beyin dokusunun tekrar kanlanmasını ( oksijenlenmesini , beslenmesini ) sağlamak gerekir.  Medikal / cerrahi tedavi önceliktir.

Hasta satbil hale geldikten sonra veya ilk müdahale ve tedavisi gerçekleştikten sonra beyin dokusunun yeniden canlanmasını arttırmak ve o esnada etkilenmemiş olan beyin dokunun sağlığını korumak için fitoterapi desteği , ozon tedavileri , oksijen tedavileri önerilebilir.

DAMAR SERTLİĞİ ( Ateroskleroz ) :

Damar çeperlerinin kalınlaşması sonucu damarın esnekliğini kaybetmesidir.

Büyük oranda görünen damar hastalıkları , genellikle ateroskleroz zemininde geliştiğinden dolayı , damar sistemi hastalıklarında en büyük risk faktörlerindendir.

Damar çeperinin kalınlaşması, çoğunlukla yağ birikiminden kaynaklanırken bazı durumlarda hiyalin veya kalsiyum gibi maddelerin birikiminden de oluşabilir. Vücuttaki herhangi bir damarda görülebilir. Damar içinde dolaşan hücreler ile birikintiler , bir tıkaç oluşturabilir. Oluşan bu tıkaç , bulunduğu damarı tıkayabildiği gibi bulunduğu yerden koparak sistemik dolaşıma katılabilir ve bulunduğu yerdeki damardan farklı bir yerde tıkanıklık oluşturabilir. Bu duruma “ emboli “ denir.

Esnekliğini kaybeden damar , kalbin damarlar üzerindeki basıncı etkisiyle yırtılabilir ve kanama gerçekleşebilir.

Hiçbir şikayet ve belirti vermeyebileceği gibi , sertleşen damarın bulunduğu yerdeki organ ve dokulara göre bulgu ve belirti verebilir.( Örn: bkz Koroner Arter Hastalığı belirtileri )

Tedavi ve müdahalesinin aciliyet arz etmesi ,tıkanan / yırtılan damarın bulunduğu bölgeye / yere göre değişmektedir. Tedavide medikal tedavi önceliktir. Fitoterapi desteği ,  ozon tedavileri , oksijen tedavileri çok faydalıdır.

KORONER ARTER HASTALIĞI ( KAH )

Kalbi besleyen atardamarlarındaki ( koroner arter ) tıkanıklık veya daralma sonucu oluşur.

Bu tıkanıklığı temelinde genellikle ateroskleroz yatmaktadır. Nedenleri anlamında değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri (bkz. Dolaşım sistemi hastalıkları nedenleri ) söz konusudur.

Belirti ve şikayetleri arasında ; sıkıştırıcı- yanıcı tarzda ve genellikle kola-sırta yayılan göğüs ağrısı , hareketle nefes darlığı ve göğüs ağrısı , terleme , çabuk yorulma , merdiven çıkarken veya yol yürürken tıkanma  gibi şikayetler yer almaktadır.  Bu gibi şikayetleri ve risk faktörleri olan bireyler mutlaka ve en kısa sürede bir kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Kalbin beslenmesi bozulduğunda , kalp krizine neden olabilecek tehlikeli bir hastalıktır.

Kriz durumunda öncelikle ve acilen bir kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve mümkün olan en kısa sürede tekrar koroner arterlerde kan akımı sağlanmalıdır.

Tedavide esas neden olan hastalığın ivedilikle kontrol altına alınması / ortadan kaldırılması için medikal tedavi önceliktir. Fitoterapi desteği ,  ozon tedavileri , oksijen tedavileri çok faydalıdır.

HİPERTANSİYON ( HT )

Vücutta taşınan kanın damarlara uyguladığı basıncın yüksek olması durumudur. Kan basıncını, kalbin pompaladığı kan miktarı , kalbin gücü ve damarların direnci etkiler. (  Kalp kasıldığında ölçülen basınç sistolik basınç ( büyük tansiyon ), kalp gevşediğinde oluşan basınç ise diastolik basınçtır ( küçük tansiyon ) . Hipertansiyon durumunda basınç arttığından bu değerler de yükselir.

Beslenmede alışkanlıkları ( fazlaca sodyum / tuz tüketimi ….sonucunda damarlara daha fazla sıvı girmesi sonucu volüm artacağından dolayı) , böbreklerin süzme fonksiyonu yetersizliği ( sıvı miktarını arttıracağından dolayı ) , damarların esnekliğini yitirmesi , böbreklere giden kan damarları darlığı ,  böbrek üstü bezi hastalıkları ( adrenalin ve kortizon salınımı artması durumunda ) gibi birçok nedene bağlı olarak hipertansiyon görülebilir. Ancak bütün hipertansiyon hastalarının ancak %2-3 gibi az bir oranında neden tespit edilebilmektedir. Geri kalan büyük oranda neden bulunamaz. Buna ” Nedeni belli olmayan ( Esansiyel )Hipertansiyon “ denir.

Hipertansiyonun esasen önemi ; rakamsal boyutundan ziyade uzun süre ve kronik olarak devam ettiğinde damar duvar yapısını bozarak damar sertliğine , kalbin basınca karşı daha çok çalışmak zorunda kalması sonucu uzun vadede kalp yetmezliğine ve böylece dolaşım bozukluğuna neden olmasıdır. Bu durum bütün vücut damarlarında olabilir. Sertleşmiş olan ve basınca dayanamayan damarlar yırtılabilir , sonuçta yırtılan bölge damarına göre bulgu ve belirtiler ( burun kanaması , beyin kanaması …) oluşabilir.

HT tespit edilen bireyler ; öncelikle ve mümkünse neden olan hastalık / durumu tedavi etmek için bir kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Değerlendirme sonucunda bir veya birden fazla ilaç kombine edilerek antihipertansif ( tansiyon düşürücü ) tedavi düzenlenir. Fitoterapi ile HT a neden olan hastalığın tedavisine , basınç değerlerinin normal sınırlarda tutulmasına veya yüksek basınç dolayısıyla oluşabilecek komplikasyonların önlenmesine fayda sağlanabilir.

KALP YETMEZLİĞİ ( KY )

Kalp yetmezliği, kalbin çeşitli nedenlerle işlevini yerine getirememesidir.

En çok karşılaşılan sebebi ; koroner arter hastalığı , kalp kası hastalıkları ( kardiomiyopati ), kalp krizi gibi nedenlere bağlı olarak kalp kasının hasarıdır.  Kalp kası hasarı haricinde kalp kapakçığı bozukluğu, hipertansiyon ve doğuştan gelen kalp hastalıkları da kalp yetmezliğine neden olabilir.

Yetmezliğe neden olabilecek hastalık varlığında kalp ; doku ve hücrelerin ihtiyacı olan oksijen ve hammaddeleri ulaştırabilmek için daha güçlü ve çok çalışmaya başlar ve böylece kalp yetmezliğinin ilk evresi başlamış olur. Bu durum devam ettiği sürece bu fazla ve güçlü çalışmaya bağlı olarak kalp kası genişlemeye ve kalp büyümeye başlar ve bir noktaya kadar tolere edilebilir . Buna “ reversible ( geri dönebilen ) kalp yetmezliği “  denir. Bu nokta aşıldıktan sonra “ geri döndürülemez  ( irreversible ) ” safhaya girilmiş olur. Buna “ Konjestif Kalp Yetmezliği “ de denir.

Sonuçta  vücuda yeterince kan pompalanamadığı gibi oluşan atıklar efektif olarak uzaklaştırılamamaktadır. Kalp yetmezliği durumunda hücrelere yeterince kan ve oksijen taşınamadığından , ayrıca biriken metabolitlerin ( metabolizma sonucu oluşan ürünler )de etkilerine bağlı şikayet ,belirti ve bulgular ortaya çıkmaktadır. Çabuk yorulma , nefes darlığı , özellikle yer çekiminin de etkisi ile ayak ve bacaklarda ödem ( sıvı birikmesi ) , hareket kısıtlılığı ,  organ yetmezliklerine bağlı bulgu ve belirtiler görülür. Bu bulguların şiddeti , kalp yetmezliğinin şiddeti ve derecesiyle doğru orantılıdır.

Tedavide esas neden olan hastalığın ivedilikle kontrol altına alınması / ortadan kaldırılması için medikal tedavi önceliktir. Fitoterapi desteği ,  ozon tedavileri , oksijen tedavileri çok faydalıdır.

KARDİYOMİYOPATİ ( KMP )

Kardiyomiyopati, miyokard denilen kalp kasının hasarı sonucu oluşan hastalıktır.

Kalp kasının hasar görmesinin sebebi KAH , kalp krizi… gibi kalp ile alakalı sebeplerden ( buna “primer (birincil) kardiyomiyopati “ denir )  veya otoimmunite sonucu kalp kaslarına karşı gelişen otoantikorlar , SLE , PAN … gibi kalp dışı sebepler (buna “ sekonder ( ikincil ) kardiyomiyopati denir) dolayısıyla oluşabilir.

KMP, kalbin fonksiyonlarını tam olarak  yerine getirememesine neden olur. Bu durumda kalp yetmezliği belirti ve bulguları ortaya çıkacaktır. Aynı zamanda KMP e neden olan hastalıkların belirti, şikayet ve bulguları görünecektir. Bu şikayet -belirti ve bulgular , hasar gören ve dolayısıyla işlev yapamayan kalp kası miktarı ve yeri ile doğru orantılı olacaktır.

Tedavide esas neden olan hastalığın ivedilikle kontrol altına alınması / ortadan kaldırılması için medikal tedavi önceliktir. Fitoterapi desteği , antienflamatuar tedaviler , ozon tedavileri , oksijen tedavileri çok faydalıdır.

KALP RİTİM BOZUKLUKLARI ( Kardiyak Aritmi )

Normal  kalp atımı hızı : dakikada 60 ila 100 arasında değişiklik gösterir. Bu değerler 50 nin altında veya 120 nin üzerinde olması “ kardiyak aritimi “ olarak adlandırılır. Bazı bireylerde birçok sebebe bağlı olarak 50-60  arası ve 100-120 arası değerler kısmen normal kabul edilebilir. Bunlar genellikle bir hastalık ( anemi , hipertiroidi ..)  veya bir duruma ( stres , anksiyete …) bağlı olarak görülebilir. Ancak her halükarda 50 nin altı veya 120 nin üzerindeki değerler , aritmi olarak kabul edilmelidir.

Kalp atışı olması gerekenden yüksek olmasına “ taşikardi “ , yavaş olmasına ise “ bradikardi “ denir. Yani taşikardi  ve bradikardi , birer aritmi türüdür. Özellikle taşikardinin birden fazla tipi vardır.

Elektrolit ve mineral dengesizliği , kalp kasının beslenme yetersizliği , kalp kapak hastalıkları , kalbin yapısal anomalileri , bazı ilaçlar , hormonal dengesizlikler gibi kalp veya kalp dışı kaynaklı birçok nedene bağlı aritmi görülebilir.

Sebebi ne olursa olsun kalpte oluşan düzensiz ritim, kalbin düzenli çalışmamasına bağlı olarak birçok şikayet ve sonuç oluşturabilir. Çarpıntı , nefes darlığı , baş dönmesi , bayılma gibi şikayetlerin yanında - aritmi pıhtı oluşmasına zemin oluşturacağından  dolayı - oluşan pıhtı başka organlara gidip (emboli ) damarları tıkayabilir ve bu durumda o organların ve dokuların beslenme bozukluğuna  bağlı şikayet , belirti ve bulgular ortaya çıkar.

Tedavide esas neden olan hastalığın ivedilikle kontrol altına alınması / ortadan kaldırılması için medikal tedavi önceliktir. Fitoterapi desteği ,  ozon tedavileri , oksijen tedavileri çok faydalıdır.

KALP KAPAK HASTALIKLARI

Kalbin odacıkları arasında (Sağ karıncık ile Sağ kulakçık arasında Triküspit kapak , Sol karıncık ile Sol kulakçık arasında Mitral kapak ) ve kalpten çıkış noktaları olan Aort ve Pulmoner damarların başında yer alan kapaklar ,  açılıp kapanarak kan akışının olması gerektiği gibi ilerlemesini sağlayan anatomik yapılardır.

Kalp kapaklarının anomalileri doğuştan olabildiği gibi   Romatizmal hastalıklardan bazıları , özelikle çocukluk çağında geçirilmiş ve yeteri tedavi edilmemiş streptokoka bağlı boğaz enfeksiyonları gibi nedenlere bağlı olarak  sonradan da gelişebilir.

Kalp kasılıp gevşediğinde hareket eden kapaklar olması gerektiği gibi çalışmadığında ciddi dolaşım sorunlarına neden olabilir. Zamanla kulakçık ve karıncıklar arasındaki basınç ilişkisi bozulmaya başlar , buna bağlı olarak da kulakçık veya karıncık kasları daha çok çalışmak zorunda kalırlar , kas hipertrofisinden başlayıp kas yetmezliğine kadar ( dolayısıyla kalp yetmezliği ) gidebilir. Ayrıca basınç artışına bağlı olarak akciğerler ve çevre dokulardan dönen kan engellenmeye başladığında akciğer ve çevre dokularda sıvı birikmeye başlar . Böylece ayrıca bu organlara ait belirti ve bulgular olmaya başlar. Çalışmayan kapaklar üzerinde pıhtılar ve birikimler oluşabilir , emboli riski ortaya çıkar.

Çarpıntı , nefes darlığı , çabuk yorulma , el ve ayaklarda ödem , doku oksijen azlığına ( iskemi ) bağlı şikayet , belirti ve bulgular olabilir.

Kapak hasarını düzeltmeye yönelik medikal veya fitoterapi çok mümkün değildir. Medikal tedaviler veya destek tedaviler , daha ziyade kapak bozukluklarına bağlı gelişebilecek sorunların düzeltilmesi noktasında yardımcı olabilir. Tedavisi esasen cerrahi yöntemlerdir. Tedavi modalitesini belirleyen en önemli unsur kapakların darlık / yetmezlik derecesidir.

VASKÜLİT (Damar İltihabı)

Vaskülit, damarlarda görülen iltihap anlamına gelmektedir.

Enfeksiyonlar , bazı ilaçlar, otoimmunite ( bağışıklık sisteminin kendi damar hücrelerine saldırması ) neticesinde oluşabilir.

İltihaplanma neticesinde  damarların yapısı hasar görür ve genellikle damar iç çapı daralır. Bu da ilgili dokulara ve hücrelere yeteri miktarda hammadde ve oksijen taşınamaması anlamına gelir. Doğal olarak hasarlı damar / damarların olduğu  bölgedeki dokuların beslenme bozukluğuna  bağlı şikayet , belirti ve bulgular ortaya çıkar.

Tedavide esas neden olan hastalığın kontrol altına alınması / ortadan kaldırılması için medikal tedavi önceliktir. Fitoterapi desteği , antienflamatuar tedaviler , ozon tedavileri , oksijen tedavileri çok faydalıdır.