Doğadan Gelen Sağlık
FİTOTERAPİ İLE FAYDA SAĞLANABİLECEK (PSİKİYATRİK) HASTALIKLARI
Psikiyatrik belirti : Kaygı , depresif duygular , panik hali , aşırı endişelenme… gibi belirtilerdir. Hastalık haline gelmediği sürece , destek uygulamalar , ( aile-arkadaş desteği , psikoteknik uygulamalar), fitoterapi ile iyi sonuçlar almak mümkün olabilmektedir.
Psikiyatrik hastalık : Psikiyatrik belirtiler eğer kronik bir hal alıyorsa ( en az 6 ay gibi uzun bir süre devam ediyorsa ) , aile hayatını – iş yaşantısını – çevre ile olan ilişkileri bozuyorsa hastalık adını alır , tedavi edilmesi gerekir.
Bir hastalığın psikiyatrik hastalık olarak adlandırılabilmesi için ;
Organik bir hastalığa / duruma bağlı (Örneğin beyin tümörü olan bir hastanın halüsinasyon görmesi) olmaması
Alkol ve madde alımına veya yoksunluğuna bağlı (Örneğin alkollü iken kendi kendine konuşma …) olmaması.
Uzun süredir var olması gerekir.
Tedavi için öncelikle psikiyatri uzmanı muayenesi , doğru tanı açısından önemlidir. Psikiyatrik ilaçlar ve tedaviler ile birlikte fitoterapötik ajanların kullanılması , tedavi başarısını önemli ölçüde arttırabilir.
ANKSİYETE, PANİK BOZUKLUK
Anksiyete, diğer adıyla kaygı bozukluğudur . Günlük hayatta ve iş hayatında yaşanan sorunlar , gelecek kaygısı, ekonomik kaygılar ,çevrede yaşanılan olumsuzluklar ve tatsız durumlar, kişide normal olarak bir kaygı bozukluğu oluşturabilir.
Kaygı kontrolü kişiden kişiye değişebilmektedir. Her birey , kendi yöntemleri ile kaygısını kontrol altına alabilir.
Bozukluk , hastalık halini almadan önce konuşma terapileri, destek tedavileri, kaygı giderici doğal ürünlerin kullanılması (Örn: Passıflora ıncarnata, tribusulus terstis (çoban çökerten ), melissa yaprağı ,anason ,fesleğen )… hastalık oluşmasını önleyebilir.
Hastalık halini aldığında mutlaka psikiyatri kontrolüne gitmekte fayda vardır. Hastalık oluştuktan sonra psikiyatrik tedavilere ek olarak, fitoterapötikler ile tedavi başarılı bir şekilde bütünlenebilir.
PSİKOZLAR ( MANİ, ŞİZOFRENİ, PARANOYA)
Psikoz, kişilerin gerçeklikle hayalin ayrımını yitirmeleri durumudur. Bununla birlikte; düşünce, konuşma, davranış ve anlama problemleri de kendisini göstermeye başlar. Bu yaşanan problemlerin görülebildiği hastalıklar grubuna da psikoz isimi verilir. Psikoz, kendi başına bir hastalık değil, aslında bir belirtidir. Bir beyin hastalığıdır.
Psikoz belirtileri kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Belirtilerin hepsi aynı anda görülmez, yavaş yavaş ortaya çıkar. Tüm belirtilerin çıkması yıllar sürebilir. Bu sebeple aile ve arkadaşlar durumu geç anlayabilirler. Eski yaşantısında önemsediği düşünce ve davranışları, hastalıktan sonra farklılaşıp ve anlamını yitirir. Bunun yerini, yeni yaşantısında beyninin kurguladığı yeni düşünceler, korkular, anlamsız davranışlar alır. Aşırı hassas olma hali vardır. Yakın bulunduğu kişilerden gelen ilgi bile, kişilere tehlikeli gelebilir. Kendi davranışlarının tuhaf olduğunun hiç farkında değillerdir. Toplumsal kurallara uymazlar. Günlük hayatta edinilen bilgileri unuturlar.
Kişinin öz bakımını ihmal etmesi, yalnız geçirdiği zamanlarında artış, insanlara güvensizlik, ders notları veya iş yaşantısındaki başarasında azalma, dikkatini toplamakta zorlanma, mantıklı düşünememe, insanlardan kuşku duyma ve rahat olamama, duygularını kaybetme ya da olması gerektiğinden yoğun gösterme, öfke patlamaları, ağlama atakları yaşama, yakın çevreden uzaklaşma, uyku bozuklukları, anlamsız konuşma, ilişkili olmayan konular arasında geçiş yapma, iştah problemleri, bazı konularla aşırı ilgilenme, depresyon hali, kaygı, intihar düşünceleri, tehlikeli davranışlar görülür.
Bunlarla birlikte psikoz esnasında daha ciddi semptomlar da olur. Kişiler bu duygu ve davranışların gerçek dışı olduğunun farkında değildir. Gerçek olduğuna inanmaları da korkularını arttırır. Kendilerine ve başkalarına zarar verme ihtimalleri artar.
Böyle bir durumda öncelikle kişinin beyin yapısının değerlendirilmesi amacıyla bir nöroloji ve gerekli hallerde Psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmesi , gerekli hallerde görüntüleme teknikleri ve diğer tetkikler ile tanı konulması yerinde olacaktır.
Doğru tanı alan hastaların tedavisinde antipsikotikler olarak adlandırılan bir grup ilaç tedavileri , manyetik uyarım tedavileri ve “Elektrokonvülsif Terapi” (EKT) uygulanabilir. Bunların yanında terapi ( Bilişsel davranışçı terapi , aile terapisi, bilişsel geliştirme terapisi , destekleyici psikoterapi ) de şarttır.
Özellikle beyin sağlığı üzerinde etkisi kanıtlanmış fitoterapotikler ( kırmızı yonca , ginseng , resveratrol …) , nöronlar arası iletişim sağlığını düzenlemede etkili olan mineral ve elementler – özellikle selenyum - , omega 3 , gümüş iyonları , altın iyonları gibi destek ürünler , tedavide oldukça faydalı ve etkilidir.
- DEPRESYON
Kişilerin günlük yaşamına müdahale eden hüzün, kaygı, huzursuzluk ve öfke gibi olumsuz olarak nitelendirilebilecek duyguların bütünüdür. Literatürde ismi majör depresif bozukluk olan depresyon; insan hayatına gerçek anlamda müdahale eden ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır.
- Majör Depresyon
Dünya genelinde en yaygın görülen depresyon türü olan majör depresyon aslında herkesin bildiği klasik depresyondur. Ağır geçen bir depresif dönemin içinde bulunan kişiler, her güne yeni bir şikayetle başlar. Bu kişilerin genelde çevrelerinde olan bitene karşı büyük bir ilgisizlik içerisinde olduğu gözlemlenebilir.
- Perinatal Depresyon ( Doğum sonrası depresyon )
Perinatal depresyon ; hamilelik döneminde ortaya çıkabileceği gibi doğumdan sonraki ilk bir ay içerisinde de görülebilir. Bu durumun yaşanmasındaki temel neden hamilelikte ve doğumdan sonra kadınlarda meydana gelen hormonal değişimlerdir.
- Kalıcı Depresif Bozukluk ( Distimi , Kronik Depresyon )
İki yıldan daha uzun bir süre devam eden depresyon çeşididir. Semptomları majör depresyon kadar yoğun hissedilmese de bireyin hayatını zorlaştırabilir.Uzun yıllar boyunca devam etmesi nedeniyle kalıcı depresif bozukluk yaşayan kişiler, belli bir noktadan sonra yaşadıkları durumun normal hayatlarının bir parçası olduğunu düşünmeye başlayabilir.
- Manik Depresyon ( Bipolar Bozukluk )
Sık rastlanılan bir depresyon çeşididir. Manik depresyon yaşayan bireylerin genellikle karmaşık bir ruh hali vardır. Bazı dönemlerde çok mutlu ve hayat enerjisi ile doluyken bazı dönemlerde ise huzursuz ve karamsar bir havaya bürünürler.
- Mevsimsel Depresyon
Çoğu insan için kış aylarında ortaya çıkma eğilimli olsa da belirli mevsimlerde yaşanan depresyon türüdür. Kendini sosyal ortamlara kapatma, sürekli uyku hali, kilo problemi ve değersiz hissetme gibi belirtilerle kendini gösteren mevsimsel depresyon, genellikle yeni mevsim geçişlerinde yaşanır. Buna ek olarak zaman geçtikçe daha da kötüleşebilir fakat genellikle diğer mevsim değişim döneminde belirtiler de yok olur.
Modern dünyanın en önemli hastalıklarından biri haline gelmiş olan depresyonun, yaşanan yoğun iş ya da okul stresi, uyku düzensizliği , aşırı kaygı durumu , ailevi problemler, hormonlar, çevresel faktörler, travma gibi pek çok nedeni olabilir; tedavi edilmediği takdirde ise geri dönüşü zor sonuçlar doğurabilir.
Tedavide ; farklı etki mekanizmalarına sahip “ antidepresan “ isimli bir grup ilaç kullanılmaktadır. Mutlaka bir psikiyatri uzmanı muayenesi sonrasında hangi ilacın ne şekilde başlanacağına , ne kadar süre ve nasıl kullanılacağına karar vermek gerekir. Psikiyatri uzmanı kontrolleri ile ilacı bırakmak gerektiğinde yine aynı şekilde ne şekilde bırakılacağına karar verilir. Süreç içerisinde psikiyatri uzmanı tarafından gerekli görülmesi hallerinde uygun destek tedavisi için psikoterapi seansları uygulamak üzere klinik psikolog ile görüşmeler gerçekleştirilebilir.
Tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında fitoterapi , fitoterapötik ürünler ve aromaterapi uygulamaları oldukça faydalıdır. Hangi ürünün ne şekilde kullanılacağına karar vermek için ; danışanın fitoterapi konusunda yetkin bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu amaçla sarı kantaron yağı veya çayı , melissa çayı / ekstresi , kediotu ekstresi , lavanta , papatya , acı bakla ekstresi , aspir yağı , beyaz dut , hayıt , zencefil , ginseng ve ashwaganda gibi adaptojen bitkiler kullanılabilir.
Aromaterapi ürünleri hem yaydıkları frekans hem de elde edildikleri bitkilerin özellikleri dolayısıyla tamamlayıcı ve destek tedavisi olarak kullanılabilir. Örnek olarak ;
- Bergamot yağı : 15 damla
- Biberiye yağı : 10 damla
Bu yağlar buhurdanlık / diffüzör içerisine konularak kullanılır. Oda içerisine dağılan koku ve partiküller enerjiyi ve odaklanmayı arttırır.
İçerisine 5 damla lavanta yağı da katılırsa ayrıca daha da etkili bir sakinleştirici olur.